Summary
Ayasofya Hatîbi Hamdullâh Hamdî (Ö. H.983/1575?)’nin Mevlûdü’n-Nebî’si
Mevlid türü, İslamî Türk Edebiyatında, Hz. Muhammed
(sav.)’e duyulan derin sevgi ve bağlılığın bilhassa manzum
olarak ifade ve paylaşımının meydana getirdiği ürünleri içerir.
Türkçe mevlidler, Türk halkının Hz. Peygamber sevgisinin
bir göstergesi olarak sayı itibarıyla diğer dinî türlerin
hiçbirinde görülmeyecek bir zenginlik teşkil eder. XV.
yüzyılın hemen başında Süleyman Çelebi’nin kaleme aldığı
Vesîletü’n-Necât (yazılış tarihi: H. 812/M. 1409) adlı
mevlidin geniş halk kitleleri tarafından beğenilip okunmasından
dolayı bu tür, Türk edebiyatında sonraki yıllarda pek
çok ürünle boy göstermiştir.
Bu türün XVI. yüzyıldaki örneklerinden biri de Hatîb-i
Ayasofya diye meşhur Hamdullâh Hamdî (ö. H.983/
1575?)’nin, biri Süleymaniye Kütüphanesi Fatih Bölümü
diğeri ise Milli Kütüphane’de olmak üzere tespit edebildiğimiz
iki nüshası bulunan Mevlûdü’n-Nebî isimli, 464
beyitlik mevlididir. Mevlûdü’n-Nebî, muhtevasını oluşturan
bölümler itibarıyla Vesîletü’n-Necât ile büyük ölçüde
benzerlik göstermektedir. Bununla birlikte Mevlûdü’n-
Nebî’de Hamdullâh Hamdî’nin ağır ve uzun bir aruz
veznini tercih etmesi, mirâç bölümünü vilâdet (doğum)
bölümünden çok daha detaylı olarak işlemiş olması,
bölümleri birbirine bağlayan vasıta beyitlerini farklı şekillerde
oluşturması, yabancı kelime ve edebî sanat yüklü
söyleyiş tarzından yer yer istifade etmesi onun, Vesîletü’n-
Necât’ı, bilhassa yapı ve üslup özellikleri yönüyle, takip
etmekten uzak bir tavır sergilediğini ortaya koymaktadır.
Keywords
Hatîb-i Ayasofya, mevlid, Mevlûdü’n-Nebî, mirâç, Vesîletü’n-Necât, vilâdet.