Summary
Vesîletü’n-Necât’ın En Eski Nüshası ve Süleyman Çelebi’nin Bilinmeyen Şiirleri
Tereddüde düşmeden söyleyenebilir ki, Devlet-i Aliyye'de en
fazla çoğaltılan ve okunan Türkçe eserlerin başında Süleyman
Çelebi'nin Vesîletü'n-necât isimli mevlidi gelir. Şöhret ve
tesirini her yüzyılda biraz daha artırarak günümüze kadar
ulaşan bu eser, edebiyatımızda mevlid türünde yazılan eserlerin
hem prototipi hem de en güzel örneği olarak kabul edilir. Türkçe
yazmalar ihtiva eden hiçbir kütüphane yoktur ki, Vesîletü'nnecât’ın
birden fazla kopyasına ev sahipliği yapmasın. H 812/M
1409'da kaleme alınan eserin bugüne kadar müellif nüshasına
maalesef ulaşılamamıştır. Bu rağbete ve nüshalarının sayıca
çokluğuna rağmen eserin bilinen yazmalarının en eskisi telif
tarihinden aşağı yukarı yüz yıl sonrasına aittir. Tabiatıyla telif
tarihi ile bilinen en eski nüshalar arasındaki bu zaman farkı, bu
kopyalar kullanılarak ortaya konulan Vesîletü’n-necât
metinlerinin sıhhatine gölge düşürecek kadar fazladır.
Hakeza Mevlid gibi yüzyılları aşmayı başaran değerli bir
eserin sahibi olmasına rağmen Süleyman Çelebi’nin hayatına
dair bilgiler de bugün için oldukça sınırlıdır. Tıpkı Yûnus Emre
gibi Türk milletinin sahiplenip hürmet gösterdiği, Türkçenin
bir “din dili” olmasında büyük hissesi bulunan Süleyman
Çelebi de eseri meşhur kendi meçhul bir şahsiyet olarak
kalmıştır. Mevcut bilgiler onun hayatına, şahsiyetine ve varsa
başka eserlerine ışık tutmaktan şimdilik hayli uzaktır. Bu makalede Vesîletü’n-necât’ın yeni tespit edilen ve
müellifi hayattayken istinsah edildiği düşünülen en eski
nüshası tanıtılmış ve Süleyman Çelebi’nin bu nüshada bulunan
altı manzumesinin metni ilk defa ortaya konularak bu şiirler
şekil ve muhteva bakımından incelenmiştir.
Keywords
Vesîletü’n-necât, Mevlid, Süleymân Çelebi’nin şiirleri.