Summary
Klasik Türk Edebiyatında Cercîs ve Bir Mecmuada Tespit Edilen Kıssası: Hikâye-i Cercîs Hakîm
Klasik Türk edebiyatı Kur’ân-ı Kerîm ve hadisler gibi dinî
metinler başta olmak üzere, tarihi ve felsefi içerikli
kaynaklardan, tıp ve astronomi gibi pozitif bilimlerden; özellikle
Fars, Hint, Arap gibi eski kültürlere ait mitoloji ve anlatılardan
çokça beslenmiş; bu tür kaynaklardan anlam zenginliği
çerçevesinde istifade etmiştir. Bu minvalde kadim dinî
metinlerden de yararlanılmış, dinî ve efsanevi kişilikleri iç içe
geçmiş pek çok şahsiyete eserlerde yer verilmiştir. Bu dinîefsanevi
kahramanlardan biri de Cercîs’tir.
Hakkında Kur’ân-ı Kerîm ve sahih hadis kaynaklarında bilgi
bulunmayan Cercîs, daha çok efsanevi metinlerde salih bir kul
veya peygamber olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle çektiği
işkencelere rağmen Allah yolundan dönmemesi ve defalarca
öldürülmesine karşın Allah’ın inayetiyle yeniden dirilmesi
Cercîs kıssasının dikkat çeken hususlarıdır.
Din veya aşkı için ölmesi yönüyle hem dinî-tasavvufi hem de
mecazi aşk muhtevasına son derece uygun bir kişilik olmasına
rağmen efsanevi tarafı nedeniyle ismine klasik metinlerde çok
fazla yer verilmemiştir. Bununla birlikte Yunus Emre, Âşık
Paşa, Ahmedî, Zâtî, Nâilî gibi büyük şairler tarafından ele
alındığı; klasik dönem metinlerinde hem ilahi hem de mecazi
aşkta aşk yolunda ölen fakat tekrar dirilen bir sembol olarak
kullanıldığı hatta nesir şeklinde kıssalarının vücuda getirildiği
söylenebilir.
Bu çalışmada Cercîs’in efsanevi kişiliğine kısaca değinilmiş,
klasik Türk edebiyatındaki yeri üzerinde durulmuştur. Ayrıca
Milli Kütüphanede kayıtlı bir yazmada tespit edilen ve Cercîs’in
efsanevi hayatının anlatıldığı bir kıssa detaylı bir şekilde ele alınmış, metin içerik olarak tahlil edildikten sonra çeviri yazı ile
Latin harflerine aktarılmıştır.
Keywords
Cercîs, kıssa, dinî-efsanevi metinler, nesir.