Summary
Türk Edebiyatında Mikdâd ve Miyâse Hikâyeleri
Mikdâd ve Miyâse hikâyesi, ilk kez Bekrî’nin 13. yüzyılda yazdığı el-Envâr adlı Arapça siyerinde görülmüş, daha sonraki yüzyıllarda ise tercüme yoluyla Türk edebiyatına girmiş bir aşk hikâyesidir. 14-16. yüzyıllarda çeşitli siyer kitaplarında bu hikâyenin manzum ve nazım-nesir karışık şekillerine rastlanmıştır. Bu konu, siyerlerin dışında 16. yüzyıl şairlerinden Abdî tarafından müstakil bir mesnevi olarak ortaya konulmuştur. Sonraki yüzyıllarda da müellifi belli olmayan mecmualarda Mikdâd ve Miyâse hikâyelerine rastlanmıştır. Tespit edilen hikâyelerin bir bütün halinde tasnif ve tahlil edileceği bu çalışmada, öncelikle Türk edebiyatında siyer türünün ortaya çıkışı ve gelişimi ile ilgili kısa bir bilgi verildikten sonra hikâye kahramanları olan Mikdâd ve Miyâse tanıtılacaktır. Özellikle, kaynaklarda hakkında bilgi verilen Mikdâd bin Esved’in tarihî, dinî şahsiyeti ve bu şahsiyetin efsanevî bir halk kahramanına dönüşümü üzerinde durulacaktır. Ardından ana hatlarıyla, Arap ve İran edebiyatında tespit edilen Mikdâd ve Miyâse konulu eserlerden söz edilecektir. Çalışmanın ana eksenini oluşturan Mikdâd ve Miyâse hakkında literatür taraması yapılacak, yazma eser kütüphanelerinde yapılan tarama sonucu elde edilen nüshalar tanıtılacak ve muhtevasında Mikdâd ve Miyâse hikâyesi bulunan Türkçe eserlere değinilecektir. Ayrıca Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde sözlü geleneğe dönüşen Mikdâd ile ilgili menkabeler de ele alınacak, menkabelerin muhteva itibariyle benzerlikleri ve farklılıkları ortaya konacak, bu eserler şekil ve tür bakımından değerlendirilecektir.
Keywords
Mikdâd bin Esved, Mikdâd ve Miyâse, Bekrî, Münîrî, Abdî.