Summary
Divan Şiirinde Yay ve Kâbe Kavseyn Mazmunu
Divan şiirinin mazmun yapısı, Türk İslam edebiyatının ilk eseri olan Kutadgu Bilig’den beri tevarüs edilen binlerce beyitlik birikimin anlaşılmasında en önemli anahtarlardan biridir. Bu çalışmada mazmunun kavramsal yapısı, şiir estetiğindeki işlevi ve zengin bir anlam ağı örmeye imkân sağlayan tarihi ve kültürel boyutu, kaş için kullanılan kâbe kavseyn benzetmesi üzerinden incelenmiştir. Kur’ân-ı Kerim’de Necm Suresi 9. ayetin “Fe-kâne kâbe kavseyni ev ednâ.” (Onunla arasındaki mesafe iki yay kadar yahut daha yakın oldu.) kâbe kavseyn lafzı divan şiirinde çokça iktibas edilmiş ve güzelin kaşları için kullanılan yay, keman, hilâl, mihrap ve tâk gibi benzetmeler arasında yerini almıştır. İktibas, divan edebiyatında ayet veya hadislerin alıntılanma şeklidir. Bu ayette, Allah (c.c.) ve Hz. Muhammed’in (s.a.v.), Miraç gecesinde arada bir vasıta olmaksızın görüşmeleri anlatılır.
Türk kültürünün İslam öncesi düşüncesinde yay sembolüne mitolojiden hâkimiyet anlayışına, alfabeden damgaya kadar çok çeşitli alanlarda önemli anlamlar yüklenmiştir. İslamlaşmayla beraber bu anlam ağı kâbe kavseyn benzetmesine bağlı birçok yeni dinî ve tasavvufî içeriğin katılmasıyla genişlemiş ve İslam düşünce ve estetiğinin kavram hazinesini zenginleştirmiştir. Kâbe kavseyn, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) şahsında temsil edilen yaratılmışlar âlemiyle Allah’ın (c.c.) ilâhî âleminin birbirine olan yakınlığının Kur’ânî bir tasviridir. Divan şairi bu kadar etkili bir benzetmeyle güzelin kaşını anlatmıştır. Böylece kâbe kavseyn mazmunu, hem beşerî hem ilâhî aşkın özünde yatan yakın olma arzusunun güçlü bir ifadesi olmuştur.
Keywords
Divan edebiyatı, tasavvuf, mitoloji, mazmun, kâbe kavseyn