Summary
Aşk Mesnevilerinde Varlığın Görünümü
Değişme ve dönüşmelerin iç ve dıştaki farklılaşmalardan
oluştuğundan hareketle insan-ı kâmile baktığımızda
her değişme ve dönüşmenin aslında bir yolculuk esnasında
gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Bu değişmeler, bir yönüyle
fıtrata ait değil de sonradan kazanılan alışkanlıklara yahut
tasavvufun diliyle ifade edilirse nefse muhalefet etmek
amacıyla kazanılması istenen olumlu değişmelerdir. Buna
karşın yolculuğu belirleyen kimi aşamalar vardır. Kahraman
yani yolcu, her aşamada farklı hüviyetler kazanmakta
ve yolculuk sonunda insan-ı kâmil sıfatına erişmektedir.
Bu çalışma göstermektedir ki tasavvufun içeriğinde var
olan bu süreçler aslında birçok yönüyle sevgili ve âşık
ilişkisiyle de bağıntılıdır. Hatta onların doğumları,
çocukluk süreçleri ve nihayet okulda geçirdikleri zamanlar
bile tasavvufla ilintilendirilerek değerlendirilmektedir.
Âlem de bu sürece ortak olmakta kişinin varlıkta oluş hali
bu yönüyle daha da zenginleştirilmektedir. Yıldızlar, ay ve
güneş hatta kimi yönüyle âlemin bütünü, sevgiliye ait kimi
nitelikleri belirlerken; âlemi müşahede eden şair ve dolayısıyla
âşık hayret makamına erişmektedir. Her biri bu
hayret makamında yeni görünümlere kavuşan âşıklar,
birtakım aşamalar geçirirler. Bu aşamaları belirleyen en
önemli kavramlar, aynı zamanda kişinin yolculuğunu da
özetleyen “vecd”, “mevcûd” ve “vücûd”tur. Biz bu
süreçlerden hareketle varlığın oluşumunun mahiyetini
ifadelerin ve daha çok şiirin sınırları içinde araştırmak
istedik. Mesnevi geleneğimizde ve özellikle aşk mesnevilerinde
öne çıkan Yûsuf u Züleyha, Leylâ ve Mecnun ile
Hüsn ü Aşk mesnevilerini bu süreçler açısından özellikle
seçtik.
Keywords
Vecd, mevcud, vücûd, mesnevi, yolcu.