Summary
Türk Edebiyatında Habname Türü Eserler ve Maanzade Mahmud Nedim’in İskender-i Kebir'e Dair Hâb-nâme'si
Habname, habiye, vakıname gibi adlarla anılan eserler görülen ya da görüldüğü söylenen rüyaları hikâye eden ve belli bir amaca yönelik olarak yazılan metinlerdir. Türk edebiyatında Ömer Fu^adî, Alaşehirli Veysî, Haşmet ve Pertev Paşa’nın bu konuda verdikleri eserlere 19. asırda yeni bir habname daha eklenmiştir. Yeni tespit edilen eser Maanzade Mahmud Nedim’e aittir. Müellifin Makedonyalılara hediye olarak takdim ettiği Hâb-nâme 1333 (1914-15) yılında İstanbul’da neşredilmiştir. Eser iki bölümden oluşmaktadır. Müellif ilk bölümde rüyasını anlatmış, eseri nasıl ve ne zaman yazdığı hakkında bilgi vermiştir. İkinci bölümde ise İskender-i Kebir’in Arapça nutkunun Türkçesi vardır. Mahmud Nedim’in rüyası kişiler, mekân, zaman ve konu itibarıyla oldukça ilginç bir metindir. Zira Makedonyalı bir hükümdar, Arapların meşhur panayır yeri Ukaz’da, Arapların en tanınmış ediplerine ve Arap halkına Arapça olarak hitap etmiş ve Avrupalılardan şikâyette bulunmuştur. Şikâyet konusu ise Avrupalıların İskender’in mirasına sahip çıkmamasıdır. Makalede söz konusu bu rüya metni ve İskender’in hitabesi üzerinde durulmuştur.
Keywords
Habname, rüya, İskender-i Kebir, Maanzade Mahmud Nedim.