Summary
Abdurrahmân Câmî’nin “Kasîde-i Ferîde”sinin Tercüme ve Şerhi
XIX. asrın âlim ve Nakşî-Mevlevî sûfîlerinden İstanbullu
Mehmed Tevfîk Efendi Abdurrahmân Câmî’nin
birinci dîvânı olan Fâtihatü’ş-şebâb’dan 9 kasîdeyi ve “elif”
kâfiyeli 10 gazeli şerhederek eserine Şerh-i Kasâid-i Câmî
(Neş’e) adını vermiştir. Tevfîk Efendi’nin muhtemelen
ömrü vefâ etmediği için şerhin devâmı gelmemiştir. Onun
şerhettiği kasîdeler arasında bulunan ve dinî ahlâkî öğütler
ihtivâ eden “lâmiyye” kasîdesini, yaklaşık yarım asır sonra
Harputlu (Elazığ) âlim, müftü Mehmed Kemâleddin Efendi
lafzı ve mânâsı bakımından çok beğendiği için “kasîde-i
ferîde” olarak niteleyip tercüme etmiş ve Beyânü’l-Hak
mecmûasında yayımlamıştır. Bu makalede evvelâ “kasîde-i
ferîde” isimlendirmesi üzerinde durulmuş, ardından Tevfik
Efendi ve Kemâleddin Efendi’nin hayatları kısaca anlatılmıştır.
Makalenin ana kısmını üç Nakşî sûfiden Câmî’nin
yazdığı, Tevfîk Efendi’nin şerh, Kemâleddin Efendi’nin ise
derli toplu tercüme ettiği söz konusu kasîdenin aslı,
tercümesi ve şerhiyle bir arada bugünkü harflere aktarılması
oluşturmaktadır. Makalede ayrıca mütercim ve şârihin
istifâde ettikleri kaynaklara ulaşılarak gerekli izâhlar
yapılmış, Farsça ve Arapça cümleler tercüme edilerek
dipnotlara yerleştirilmiş, böylece Osmanlı şerh edebiyâtının
güzel bir numûnesi ilim ehlinin istifâdesine sunulmaya
çalışılmıştır.
Keywords
Abdurrahmân Câmî, Tevfîk Efendi, Kemâleddin Harputî, Kasîde-i Ferîde.